“Su içsem yarıyor” bahanesinin arkasına sığınarak aslında birçok gerçekten kaçmaya çalışıyoruz. Bazen benim metabolizmam yavaş, bazen bizim ailemizde genetik, bazen de doğru ve uygun besleniyorum ama buna rağmen nasıl kilo alıyorum diye şikayet edildiğini hepimiz duyuyoruz. Bunun altında yatan birçok sebep var aslında. Hem doğru bildiğimiz beslenme hatalarımız hem de kalori hakkında bilmediğimiz gizli gerçekler var. Peki bu gizli gerçekler neler? Vücudumuzu tanıyor ve yönetebiliyor muyuz? YOKSA “SU İÇMESEK DE YARIYOR MU?” İşte istemeden kilo almamızın olası 7 nedeni….
- ÇOK FAZLA KALORİLİ BESLENİYORSUNUZ
Gün içinde aşırı yemek ve bu yenilenlerin büyük çoğunluğunu işlenmiş gıdaların oluşturuyor olması, kilo almanızdaki en büyük ve en önemli nedendir. Dikkatsiz yeme, sık sık fastfood beslenme, kaloriden zengin, besin açısından fakir diyet seçenekleri yapmak, yeme süresi ve çiğneme aktivitesini göz önünde bulundurmama ve aslında aç hissetmeden de duygusal açlığımızı bastırmak için sürekli yeme eğilimi gösterme aşırı kalori alımını teşvik eder.
Kilo kaybı kalori açığı gerektirir
2. HAREKETSİZ BİR YAŞAM TARZINIZ VAR
Masa başı işinde çalışmak, TV izlemek, araba kullanmak ve sürekli ve aralıksız bilgisayar ya da telefon kullanmak hareketsiz bir yaşam tarzının işaretidir. Gün içinde egzersiz yapma ve oturma faaliyetlerine ara vermeye özen gösterme yaşam tarzınızda büyük bir fark yaratabilir. Örneğin gün içinde sadece 1 saat oturmak yerine 1 saat ayakta durmayı ve hareket ettiğinizi varsayalım. Sizin için çok bir şey ifade etmedi değil mi? Aslında size basit gelen bu eylem size kas kütlenizde artmayla birlikte bel çevrenizde ve yağ kütlenizde azalma şeklinde geri dönecektir. TV izlemek yerine akşam yemeğinden sonra egzersiz yapmak, öğle yemeği molası sırasında yürüyüş yapmak veya toplu taşıma kullanmayı en aza indirip daha çok yürüyüşünüzü arttıracak aktivitelerde bulunmak gibi küçük ayarlamalar bile kilo alımına karşı koyabilir.
3. BELKİ DE KENDİNİZİ AÇ BIRAKIYORSUNUZ
Çoğu zaman, insanlar gün içinde kalori alımını azaltmaya yardımcı olacağını düşünerek açlığa yönelirler.
Tam tersine vücudunuzu aç bıraktığınızda da, tehlike çanları çalmaya başlar.
Vücudunuz sizi açlıktan korur ve buna uygun olarak metabolizmanızı yavaşlatır ve kalori yakımını en aza indirir. Açlık, vücudun düzgün çalışması için gerekli besinlerin ve minerallerin kaybına yol açar. Aslında, sadece fiziksel olarak değil, aynı zamanda zihinsel olarak da etkilenir. Sonunda zayıflasanız dahi, diyeti bıraktığınızda hızlıca kilo almanıza neden olur. Sonuç olarak, açlık, kilo kaybını sağlamak için harika bir yol gibi görünse de, aslında tam tersi olabilir ve daha fazla kilonun habercisi olabilir.
4. YETERİNCE UYUYAMAZSANIZ, ÇOK FAZLA YİYEBİLİRSİNİZ!
Hem çocuklarda hem de yetişkinlerde uyku süresi ve kalitesinin besin seçimi ve tüketimi üzerindeki etkisini inceleyen çok sayıda yeni bilgi bulunmaktadır. Yetersiz uyku obezite ile ilişkilidir.
Yapılan çalışmalar, yetersiz uyku durumunda artan besin alımının, uyanıklığı sürdürmek için gereken enerjiyi sağlamanın fizyolojik bir uyum olduğunu gösteriyor.
Yani uyku düzeni bozukluğunun obezite ve aşırı kilolu olma riskine katkıda bulunabileceği savunulmaktadır.
Amerikan Kalp Derneği’nin çalışmaları da gösteriyor ki; günde 20 dakika daha az uyuyan insanlar, her gün ortalama 549 ek kalori alıyor ve buna nazaran aktivite için kullanılan enerji miktarları değişmiyor. Bu da daha az uyuyan insanların ek kalori yakmadığını gösteriyor ve uykudan mahrum kalan insanların diyet örüntülerinin de değiştiği ve daha fazla yağlı ve daha az proteinli beslendikleri kanıtlıyor.
Bu nedenle, uyku düzeninizi gözden geçirmeniz gerekebilir!
5. STRES ALTINDA OLABİLİRSİNİZ
Kronik stres kilonuzu etkileyebilecek yaygın bir sorundur. Stres hormonun yüksek seviyeleri açlığı ve kilo alımına neden olabilecek yüksek derecede lezzetli, kalorisi yoğun yiyeceklere olan arzunuzu arttırdığı gösterilmiştir.
İlginç bir şekilde, stres yönetimi kilo kaybını teşvik edebilir.
Obez yetişkinlerde yapılan çalışmalar, derin nefes alma gibi gevşeme teknikleri uygulayanların, sadece standart zayıflama diyeti uygulayanlara göre önemli ölçüde daha fazla kilo verdiler.
Stresi azaltmak için kanıta dayalı gevşeme uygulamalarını rutininize dahil etmeyi deneyin. Bunlar yoga, doğada zaman geçirmek, meditasyon ve açık hava yürüyüşleri olabilir. Denemekte fayda var!
6. “SU İÇSEM YARIYOR” DİYORUZ AMA YETERİNCE SU İÇMİYORUZ
Yaşam tarzında hiçbir değişiklik yapmadan sadece yeterli su içtiğinizden emin bile olsanız kilo kaybını arttırabiliriz. Yemeklerden önce su içmeye özen göstererek ve yüksek şekerli ve asitli içecekler yerine suyu tercih ederek ekstra kalori alımının önüne geçmenin en kolay yolunu gerçekleştirmiş oluyoruz. Aynı zamanda küçük değişiklikler yapmadan da metabolizmanızın hızlı çalışmasına yardımcı olabilirsiniz.
Genel olarak gün içinde 8 bardak su içmek öneriliyor. Fakat bu rakam kesinlikle genel geçer olup, su miktarı da kişiye özel belirlenmelidir. Fakat;
İyi bir kural olarak, susadığınızda daima su içmeli ve susuzluğunuzu giderecek kadar içmelisiniz.
7. YETERİNCE YEMENİZ DOĞRU BESLENDİĞİNİZ ANLAMINA GELMEZ
Son zamanlarda çok çeşitli diyetler yapılmaya başlandı. Peki ya hangisi size göre? Biliyor musunuz?
Tüm diyet türleri size göre olmayabilir ve vücudunu tehlikeye atıyor olabilirsiniz. Yapılan düşük karbonhidratlı, düşük yağlı diyetler, vegan, vejetaryen diyetler size kilo verdiyor olabilir. Fakat bunun sizin üzerindeki etkileri bambaşka. Yetersiz enerji alımını, yetersiz vitamin mineral alımını, artan sağlık sorunlarını ve artan yorgunluk ve halsizlikleri beraberinde getiriyor. Size uygun ve size özel oluşturulmayan diyetlerden uzak durmaya özen göstermelisiz. Kendinizi tanımalı, vücudunuzu tanımalı ve size özel yapılan diyetleri uygulamaya çalışmalısınız. Yani işin özü
Arkadaşınınız uyguladığı diyet sizin diyetiniz değildir!